Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv          Rss Listesi
 

Dildeki Kirlenme Çözüm Bekliyor - http://www.catak.info/
   
 

M. K. Tırpancı ¬

M. K. Tırpancı

 Dildeki Kirlenme Çözüm Bekliyor

Dildeki Kirlenme Çözüm Bekliyor
 Yazı Boyutu

 Tarih : 27.09.2009 - 01:23:55 


Dil düşüncenin evidir. Evi yıkılan düşünce hayata ve dünyaya hakim olamaz.


“N’oluyoruz oldum?”

Üniversitemiz Rektörlük Türk Dili Bölüm Başkanlığı öğretim elemanı Okt. Dilek Yumru, dili etkileyen ve konuşmayı belirleyen en önemli iletişim araçlarının radyo ve televizyon olduğunu söyledi. Yayın organlarının bir dil politikasına sahip olmayışı nedeniyle dilin olumsuz etkilendiğini ifade eden Okt. Yumru, “Büyük bir yüzdesinin yabancı dil bilmediği bir ülkede, bu kadar yabancı sözcük kullanılmasını anlamak oldukça zor.” dedi.

Dil kirliliğinin sadece yabancı sözcüklerin dile girmesi anlamına gelmediğini söyleyen Okt. Yumru, kirliliğin dili kullanma, duygu ve düşünceleri aktarma becerisiyle ilgili olduğunu ifade etti. Türkçe yanlışlarının gün geçtikçe artarak yaygınlaştığını vurgulayan Okt. Yumru, “İşin daha kötüsü bu yanlışları duya duya kanıksamaktayız. Yanlışlar, belli bir süreden sonra bizi rahatsız etmediği gibi, bize yanlış gibi de gelmemektedir. Çoğu kişi gündelik yaşamda sürekli bunları duyduğu için, artık yanlışların doğru olduğunu düşünmekte ve yanlışlığını fark etmeden kullanmakta.” diye konuştu.

Dil kirliliğine neden olan etmenleri “İletişim araçları, reklamlar, çeviri hataları, özensizlik, eğitim-dil bilinci, teknoloji, Türkçe’yi bozuk kullanmanın verdiği zevk, aşağılık duygusu (kimlik bunalımı) ve iletişim araçları” olarak sıralayan  Okt. Yumru, “Bugün dilimizi etkileyen ve nasıl konuştuğumuzu belirleyen en önemli iletişim araçları radyo ve televizyondur. Uydu yayınları aracılığıyla tüm dünyaya açılabilmemiz dünyayla ilgili haberlerin evimize kadar gelmesini sağladı. Yabancı yayınların yanında kendi kanallarımız aracılığıyla pek çok yabancı sözcükle tanıştık, hatta bunları anlamını bilmeden kullanmaya başladık. Bugün neredeyse tüm yabancı sözcüklerin, bu iletişim araçlarından dilimize girdiğini söyleyebiliriz. Sanki yayın yaptıkları topluluğun yüzde doksanı yabancı dil bilirmiş gibi, halk yabancı sözcüklerle ilk olarak radyo ve televizyonda karşılaşmaktadır. İletişim dünyasındaki geniş iş olanakları, bir anda birçok kanalın kurulması, alt yapı eksikliğinden kaynaklı olarak, eğitimsiz eleman çalıştırılmasına; sunucuların sahnelerden, podyumdan ya da güzellik yarışmalarından ekrana çıkartılmasına neden olmuştur. Yayın organlarının bir dil politikasına sahip olmayışının olumsuz etkilerini bugün dilimizde rahatlıkla görebiliriz.”

Televizyon ve radyo reklamlarının yabancı sözcüklerin dile girmesine ve dilin bozulmasına neden olduğuna işaret eden Okt. Yumru, reklamlardaki ürün adlarının yabancı olmasının yanında ürün tanıtım metinlerinin halkın hiç tanımadığı sözcüklerle dolu olduğunu kaydetti. Reklamlar aracılığıyla binlerce kez duyulan sözcüklerin bilinçaltına girdiğini söyleyen Okt. Yumru, “Mega, süper, ultra sözcükleri kupon dağıtan gazete reklamları yüzünden dile girmiştir. Bugün hijyen sözcüğünü duya duya neredeyse temizlik sözcüğü bize unutturulacaktır. Cırtsız çamaşırlar, Ayşe Teyze Hanım kızım gibi var olmayan ifadeleri bile dile soktular. Bugünün çocukları ‘iddaa’ sözcüğünün aslında iddia olarak yazıldığını kabul etmekte zorlanacaklar. Uzun zaman “İyi ki ona rasladım” cümlesini gözümüzün içine soka soka yayımlandı.” dedi.

Reklam Yaratıcıları Derneği’nce “Dilinizden Utanmayın” kampanyası başlatıldığını belirten Okt. Yumru, reklamcıların dili en iyi kullananlardan olması gerektiğinden yola çıkılarak, bir sorumluluk duygusuyla böyle önemli bir adım atıldığını ve 52 hafta süren ünlülerin dil çıkartmış resimlerin gazetede yayımlanmasıyla bu konuya dikkat çekmeyi amaçladıklarını ifade etti.

Dil kirlenmesinde yapılan çeviri hatalarına değinen Okt. Yumru, Türkçe dil mantığıyla değil de İngilizce dil mantığıyla konuşmanın Türkçe’ye verilecek en önemli zarar olduğunu söyledi. “Trafik meşgul” ifadesinin İngilizce çeviri bir ifade olduğunu kaydeden Okt. Yumru şunları söyledi: “Biz “trafik çok yoğun”, ya da “trafik sıkışık” deriz. Duş almak, banyo yapmak gibi kullanımlar daha önce dilimizde yoktu. Türkler yüzyıllarca yıkandı. Ancak bugün çeviri Türkçe’si nedeniyle duş alma ifadesini kullanmaktayız. Bugün aralarında ufak bir fark da oluşmuştur. Duş almak, terini atıp çıkmak, ıslanacak kadar kısa yıkanmak; banyo yapmak keselenecek kadar uzun ya da teferruatlı yıkanmak anlamında daha çok kullanılmaktadır.”

Yabancı dil bilen herkesin kendini çevirmen sandığını, oysa yabancı dil bilmenin kendi başına yeterli olmadığını kaydeden Okt. Yumru, çevirmenin, kendi dilini, sınırlarını, anlatım kalıplarını bilmesi gerektiğini ve çevirinin iyi bir dil becerisi istediğini vurguladı.

Eğitim sisteminin ana dili kullanmayı doğru dürüst öğretemediğini öne süren Okt. Yumru, yabancı dil ve ana dil öğretimindeki başarısızlığın eğitim sisteminin gözden geçirilmesinin habercisi olduğuna işaret etti. Ana dilini iyi kullanamayan, bilmeyen kişilere yabancı dil öğretmenin zor olduğunu bildiren Okt. Yumru, dil becerisinin gelişmesi için çocukların Türkçe konuşulan bir ortamda büyümesi ve çocuklara mutlaka kitap okuma becerisinin kazandırılması gerektiğinin altını çizdi.

“Farklı bir söylem yaratma isteğinin altında ‘ben farklıyım’, ‘beni fark et’ bilgisi yatmaktadır” diyen Okt. Yumru, “Vazcaydım, canısı, herıld, morcivert, kal gelmek, ne iş” gibi kullanımların dilde olmadığını ama dille oynamanın insanlara hoş ve çekici geldiğini belirtti. Okt. Yumru “Başka dilleri üstün tutup kendi dilini küçük görmek bir kimlik bunalımının, aşağılık duygusunun göstergesidir. Türkler yüzyıllarca, yabancı dilleri kendi dilinden üstün tutmuşlardır. Bunun sonucu olarak da dilimiz kendi sözcüklerini yitirmiş, yerini yabancılarına bırakmıştır. Yabancı dil bilme yüzyıllarca, üstünlük simgelerinden biri olmuştur. Üst sınıfın yabancı dil bilme, gezme, yeniliklerden haberdar olma ve bunları ilk uygulayanlardan olma üstünlüğü; alt sınıfın kendini bu açıdan geride hissetmesine neden olmuştur. Alt sınıfın büyük bir hayranlık ve istekle öğrenmediği dilin sözcüklerini kullanarak, kendini üst sınıftan hissetme çabası yoğundur. Bunun sonucu olarak dilde herkesin tam anlamıyla ne olduğunu bilmediği bir sürü yabancı sözcüğün büyük bir istekle kullanıldığını ve yayıldığını görüyoruz.”

“Dil Kirliliği, Düşünce Kirliliğinin Bir Sonucu”

Yayın organları, yöneticiler ve halkın dile sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Okt. Yumru, bunun için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Dil kirliliğinin, düşünce kirliliğinin bir sonucu olduğunu ifade eden Okt. Yumru, düşünce kirliliğinin de bireyin kendisiyle ve çevresiyle iletişimini bozan, sağlıklı iletişim kurmasını engelleyen, geçmişiyle bağlarını koparan bir kimlik bunalımının sonucu olduğunu söyledi.

İnsanlarda bir dil bilincinin oluşturulması ve yapılan yanlışlıklara dikkat çekilmesi gerektiğine işaret eden Okt. Yumru, Türkçe’yi yalnızca Türk Dil Kurumu ya da Türkçe öğretmenlerinin sahiplenmemesi gerektiğini kaydetti. “Dilin öneminin farkında olmayan yönetim ya da insanlara, yasayla belli sınırlar dayatılabilir. Ancak olması gereken zorla değil, dil bilinciyle dolu insanların kendiliğinden gerekli duyarlılığı göstermeleridir” diyen Okt. Yumru, bu bilincin toplumda olmaması halinde dilin kanunlarla korunmasının şart olduğunun altını çizdi. Okt. Yumru sözlerini şöyle tamamladı: “Dilin ulusal geleceğimizle, kimlikle, geçmişle ve toplumsal birlikle ilişkisi üzerinde durulmalı, önemi, ciddiyeti insanlarımıza anlatılmalıdır. Halka yayın yapan tüm yayın organlarının dil konusunda çok ciddi olmaları sağlanmalıdır. Ülkemizde yayılmaya başlanan ve genel kabul gören yabancı dille eğitime bir an evvel son verilmelidir. Eğitim alanında bilim insanlarımızın çağa ayak uyduracak nitelikte ders kitapları, araç ve gereçleri hazırlaması gerekmektedir. Dil eğitimindeki eksiklikler, yanlışlıklar belirlenmeli ve gerekli yenilikler yapılmalıdır. Dil kirliliğinden kurtuluşun iyi bir dil alt yapısıyla mümkün olacağı bir gerçektir. Bu kirlilikten ancak dilin en güzel biçimiyle kullanıldığı eserlerin okunmasıyla arınmak mümkündür. Topluma hizmet veren özel işletmelerde Türkçe kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Lokantalardaki yemek adları, kafe, disko, bar gibi mekan adları, mobilya, kıyafet, tekstil, gıda, alışveriş merkezleri, yerleşim yerleri, siteler gibi alanlarda ürün ve hizmetin Türkçe olması gerekmektedir.”

Bazı televizyon adları: Show Tv, HaberTurk, SkyTurk, Kanal Turk, Flash, Star, Cine5

Bazı radyo adları: Mydonose, Express, Power, Show, Number One, Joy, Viva

Televizyonlarda izlediğimiz bazı program adları: Q-time, Cafe-net, Ekonomi Politik, Psiko Yorum, Digital Hayat, İddaa, Sağlık Trend, Teknovizyon, Euroleauge Haftanın Ardından, Eurogol, Futbol Mondial, Off the Record, Reklamix, Homedrom, Dekodizayn, Hi-End, Lifestyle, Supersound, Finans Cafe, Non-stop, Medikal, Celebrity, By-Kuş, Infoman

Çocuklarımızın izlediği çizgi film adları: Tele Tubies, Sonic, Cedric, Actionman, Spider Man, Ninja Kaplumbağaları, Garfield, Pingu, Bayblade, W.I.T.C.H, Zaboo Mafoo (belgesel)

Türkçe Yanlışlarına Örnekler

Korkunç güzel   =   çok güzel
Feci biçimde etkilendim   =   çok etkilendim
Koptum!
Uçmuş!
İnanmıyorum!
Adamım!
Oldu (okey)   =   tamam
N’oluyoruz oldum 
Kayıplardasın   = Uzun zamandır görünmüyorsun
Harbi ol   =   açık ol, açık konuş
Triplere girmek   = havalara girmek,
Bunalım takılmak   = bunalımda olmak
Cepleşmek, alolaşmak   =   Haberleşmek, aramak
Yihhuuu!   = yaşasın!
Artı = üstelik
Fulle   =   doldur
Bugün fulüm   = bugün  hiç vaktim yok, yoğunum
Ne habersin?   =   nasılsın?

Haber-Yazı / Ayla Yunusoğlu Eroğlu



 
1 2 3 4 5   Bu Yazıya Toplam 50 Puan Verildi
 Kaynak :  A.Nur Tırpancı

 Kategori  Köşe Yazısı

2287 Kişi Tarafından Okundu.

Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Yazara Ait Diğer Yazılar

 
 
 

 

 Duyuru
 Köşe Yazıları

Ahmet TESNİMÎ

Ahmet TESNİMÎ ¬
Aforizmalar

Mehmet VARICI

Mehmet VARICI ¬
KUSURLU TARİH OKUMALARI 1: Tarih Bağnazlığı

Eda TOPAR

Eda TOPAR ¬
PLATON VE BAUDRİLLARD DÜŞÜNCESİNDE GERÇEKLİK VE GÖRÜNÜŞ

İslam Ve Hayat

İslam Ve Hayat ¬
Öz Lisânımız

Rıdvan GÖK

Rıdvan GÖK ¬
SEYİR DEFTERİ

Recep ALMAZ

Recep ALMAZ ¬
Hastalık Bile Bizim İçin Bir Nimettir

M. K. Tırpancı

M. K. Tırpancı ¬
Maksadınız Ne?
 
 
Bugün için Haber Eklenmedi.
Bu Hafta içinde Haber Eklenmedi.
KUSURLU TARİH OKUMALARI: Hamasetten Arındırılmış Bir Tarih Mümkün mü?
Her topluma hatta her insanı hakkaniyetle kapsayan, kucaklayan ve koruması altına alan evrensel objektif bakış açısının varlığından bahsetmek mümkün mü?...
 
 Takvim

Mart 2024

Pts Sal Çrş Prş Cum Cts Pzr
1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
 
 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 1
 Bugün : 430
 Dün : 519
 Toplam : 1238922
 Ip No : 54.234.184.8
     

 
 Son Haberler
 
 Popüler Haberler
 
 Döviz Bilgileri

  Döviz Alış Satış
  Dolar 32.2596 32.3177
  Euro 21.2554 21.3962
 
 Hava Durumu



 
 Reklam



PageRank Checker



Editörden | Köyümüz | Tarihçemiz | Töremiz | Sülâleler | Yöreden | Eğitim-Kültür | Müellim | Müellif | Serbest Kürsü | Tespitlerim | Şair/Şuur/Şiir | İktibas | Âkif EMRE | Zaruri Yazılar | Gizlilik Politikası


 
 

   © Copyright - 04.04.2009- http://www.catak.info/ - Tüm Hakları Saklıdır. 

Sitede neşredilen yazılar, site yöneticisinden habersiz alıntı yapılamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz.

Bu site

 Çilem.Net altyapısını kullanmaktadır.

49.267,57 saniye.